Sürekli bir mutsuzluk, hüzün ve umutsuzluk duygusu, klinik depresyon olarak da bilinen majör depresyona sahip olabileceğinizin bir işaretidir.
Ülkemizde git gide arkan oranda Major Depresyon görülmektedir. Majör depresyonda çalışmak, ders çalışmak, uyumak, yemek yemek ve arkadaşlardan ve aktivitelerden zevk almak zor olabilir.
Bunun yanında Bazı insanlar yaşamlarında sadece bir kez klinik depresyon yaşarken, diğerleri yaşamları boyunca birden çok kere yaşarlar.
Bunun yanında Majör depresyon nesilden nesilde diğerine ortaya çıkabilir, ancak çoğu zaman ailede depresyon hastalık öyküsü olmayan kişileri de etkileyebilir.
Majör veya Klinik Depresyon Nedir?
Hepimizin hayatımızın bir döneminde mutsuzluk, üzgün ve efkarlı hissetmişizdir. Ancak klinik depresyon, günün çoğunda, bazen özellikle sabahları depresif bir ruh hali ve en az 2 hafta boyunca her gün mevcut olan normal aktivitelere ve ilişkilere ilgi kaybı ile kendini gösterir.
Majör depresyon belirtiler şunları içerebilir:
- Neredeyse her gün yorgunluk veya enerji kaybı
- Neredeyse her gün değersizlik veya suçluluk duygusu
- Odaklanma problemleri
- Neredeyse her gün uykusuzluk veya aşırı uyku (aşırı uyku)
- Hemen hemen her gün hemen hemen tüm etkinliklerde belirgin bir şekilde azalmış ilgi veya zevk
- Huzursuzluk veya yavaşlama hissi
- Tekrarlayan ölüm veya intihar düşünceleri (Daha ciddi vakalarda)
- Önemli kilo kaybı veya artışı (bir ayda vücut ağırlığının %5’inden fazla değişiklik)
Kimler Majör Depresyon Riski Altındadır?
Genetik yatkınlığı olanlar, MTHFR Gen Mutasyonu Olanlar dahil fiziksel, kimyasal ve çevresel etkiler major depresyonu tetikleyebilir.
- Doğuştan karamsar yapılı, düşük benlik ve özgüvene sahip olanlar
- Fiziksel veya cinsel istismar, sevilen birinin ölümü veya kaybı, zor bir ilişki veya mali sorunlar gibi travmatik veya stresli olaylar.
- Nevrotizm (duygusal olarak çok hassas) ve içe dönük insanlar, bu tarz bireyler olumsuz düşünceleri deneyimleme olasılığı daha yüksek olan iki kişilik türüdür. Ek olarak, içe dönük olmak, daha fazla olumsuz yaşam olayını spontane olarak hatırlamakla bağlantılıdır. Anılar üzerinde çok düşünebilir, olayları çarpıtabilir.
Majör depresyon ayrıca yaşlıları, gençleri ve çocukları da etkiler, ancak bu popülasyonlarda sıklıkla teşhis edilmez ve tedavi edilmez.
Majör Depresyon İçin Kadınlar Daha Yüksek Risk Altında mı?
Kadınlar, Erkeklerin neredeyse iki katı kadar majör veya klinik depresyona sahiptir; ergenlik, menstrüasyon, hamilelik, düşük ve menopoz sırasındaki hormonal değişiklikler bu riski artırabilir.
Kadınlarda Klinik Depresyonu Arttıran Etkenler:
- Hormonal Dengesizlikler
- Evde veya işte artan stres
- Aile yaşamını kariyerle dengeleme
Ayrıca iş ve ev yaşamıyla birlikte bir çocuğu tek başına büyütmek de riski artıracaktır.
Bunun yanında Ruh sağlığına yönelik sosyolojik yaklaşımla , depresyondaki cinsiyet farklılığına katkıda bulunan faktörler olarak yoksulluk, şiddet ve cinsiyet eşitsizliğinin rolünü vurgulamaktadır.
Erkeklerde Majör Depresyonun Belirtileri Nelerdir?
Erkeklerde depresyon eksikliği daha az bilinmektedir. Ayrıca bazı araştırmalarda düşük seviyelerdeki testosteronun erkeklerde depresif belirtiler yarattığı, yorgunluk, halsizlik ve cinsel istekte azalma gibi semptomlar yarattığı belirtilmektedir.
Erkekler klinik depresyon konusunda konuşmaya daha az isteklidir ve ketumdurlar. Erkeklerdeki Depresyon belirtileri şu şekildedir:
- Sinirlilik
- Öfke Nöbetleri
- Uyuşturucu ve Alkol
- Hastalık
- Endişeli, huzursuz ya da “uçta” hissetmek İşe, aileye ya da bir zamanlar zevkli olan etkinliklere karşı ilgi kaybı.
- İntihar ve Cinayet Riski
Eğer bu tarz semptomlar görüyorsanız işin uzmanınızdan yardım almanız gerekmektedir.
Majör Depresyonu Ne Tetikler?
Majör depresyonun bazı yaygın tetikleyicileri veya nedenleri şunlardır:
- Sevilen birinin ölüm, boşanma veya ayrılık yoluyla kaybı
- Sosyal izolasyon veya yoksunluk hissi
- Önemli yaşam değişiklikleri – taşınma, mezuniyet, iş değişikliği, emeklilik
- Fiziksel, cinsel veya duygusal istismar
Genetik faktörler direk etki etmese de Depresyon, bipolar bozukluk, alkolizm veya intihar öyküsü olan akraba geçmişi bir miktar depresyona yatkınlık sağlayabilir.
Bunun yanında kültür ve toplum bu konuda çok önemlidir. Bastırılmak, sindirilmek, ezilmek veya zorbalık görmekte depresyon riskini arttır.
Depresyon Sırasında Beyinde Ne Olur? Depresyon beynin neresinde?
Hipokampus(beynin medial temporal lobunda yer alan, hafıza ve yön bulmada önemli rolü olan bölge) Bu bölge, hafıza, duygu durumu, hatırlama ve ödül döngüsüyle ile ilişkilidir. Araştırmalarda Depresyondaki bireylerdeki, hipokampusun bölgesinde küçülme ve BDNF proteinde azalma görülmektedir.
Beyin bu bölgesinin küçülmesi(büzülmesi), etkilenen parçanın işlevinin azalmasıyla yakından bağlantılıdır.
Ayrıca depresyonki bireylerde Hipokampüs küçülürken, korku merkezi olan amigdala büyür.
Majör Depresyon Nasıl Teşhis Edilir?
Birinci basamak psikiyatristiniz ile kapsamlı bir tıbbi değerlendirme yapılmalıdır. Psikiyatristiniz veya psikologunuz, kişisel ve aile psikiyatrik geçmişiniz hakkında sorular soracak ve size majör depresyon belirtilerini tarayan sorular soracaktır.
- Uyuşturucu geçmişi
- Alkol Kullanımı
- İlaçlar
Depresif semptomlar yaratabildiğinden iyi bir analiz gerekmektedir.
Depresyondaki insanlarda bazı durumda reçeteli ilaçlar hayat kurtarıcı ilaçlar olabilir. Prozac (fluoksetin) ve Zoloft (sertralin) gibi seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI’lar) gibi antidepresanlar, depresyon için en yaygın olarak reçete edilen ilaçlardır. Bunun yanında, yakın zamandaki görüşler depresyonun sırf “serotonin” ile alakalı olmadığını, vücuttaki aşırı inflamasyonun yani enfeksiyonun depresyon ile bağlantılı olduğunu belirtmektedir.
İlaçsız Depresyonla Nasıl Savaşılır?
- Kaliteli Derin Uyku: Uyku ve ruh hali el ele gider. Kronik uykusuzluk tamamiyle depresif semptomlar yaratır. Ayrıca melatonin hormonu beyinde dopamin dahil bir çok hormonun daha iyi çalışmasını sağlar. Duygusal sağlığınızı desteklemek için uyku uzmanlarının “iyi uyku alışkanlığı” dediği şeye sahip olduğunuzdan emin olun.
- Antrenman Yapmak: Düzenli antrenman yapmak beyindeki hipokampüs bölgesindeki BDNF proteini arttır, yeni beyin hücresi oluşumunu destekler, depresyonla savaşta gerekli olan endorfin, serotonin ve dopamin gibi beyin kimyasallarını salgılatır.
- Bilişsel Davranışçı Terapi: BDT, zor sorunları daha küçük parçalara ayırarak daha olumlu bir şekilde başa çıkmanıza yardımcı olmayı amaçlar. Benlik duygusunu arttır, sağlam bir felsefe sağlar ve bilişsel çarpıtmaların farkında varmayı destekler. Araştırmalarda Bilişsel Davranışçı Terapinin, en az ilaç tedavisi kadar etkili olduğu belirtilmektir.
- Meditasyon: Meditasyon beyindeki serotonin, ve GABA gibi beyin kimysallarını arttır. Ayrıca stres hormonu olan kortizolu düşürür, bu da hipokampüs bölgesinde aynı egzersiz gibi daha çok BDNF proteini salınımı sağlar. Ayrıca, meditasyon beyindeki olumlu tarafın daha aktif olmasını sağlar ve beyindeki gri alanı arttır. Meditasyondan etki görmek için en az 8 hafta günde 15 dakika yapılmalıdır.
- Bağırsak Florasını Optimize Etmek: “İkinci beyin” olarak adlandırılan bağırsak mikrobiyotasını zihinsel hastalıklarla ilişkilendirmiştir. Bağırsak iltihabı, günümüzde toplumda yaygın olan anksiyete ve depresyon dahil olmak üzere çeşitli mental hastalıklarına neden olmakla ilişkilendirilmiştir. Bunun sebebi Serotonin, GABA ve Dopamin gibi hormonları bağırsaktaki bakteriler tarafından sentezi olabilir.
Soğuk Duş ve Wim Hof Metodu İle İnflamasyonu Azalt
İlaçlar depresyonla savaşta Wim Hof Nefes Egzersizi fayda sağlayabilir.
Araştırmalarda, 2 Ay boyunca Wim Hof Metodunun, eklemlerin bir tür inflamatuar hastalığı olan aksiyal spondiloartritli yetişkinler üzerindeki etkisini inceledi. Wim Hof Metodu grubundakiler, kontrol grubuyla karşılaştırıldığında belirli inflamatuar belirteçlerde azalma gösterdi.
Wim Hof’un nefes alma tekniklerinin vücutta epinefrin seviyelerini arttırdığı ve anti-inflamatuar etki sağladığı gösterilmiştir. Araştırmalarda bu yöntemle eğitilmiş kişilere endotoksin enjekte edildiğinde, bağışıklık sistemlerinin çok rahat savaştığını ve fazla tepki göstermediği görülüyor.
Araştırmalarda Wim Hof Nefes Metodu YAPANLARDA Proinflamatuar sitokinler olan TNF-α, IL-6 ve IL-8 b, plaseboya oranla büyük oranda azaldı. Yani, bu nefes egzersizi yapanların vücutlarındaki inflamasyon daha az görüldü.
Uzman Kontrolünde Gıda Takviyeleri Önerisi:
- D Vitamini: Araştırmalar, D vitamini Eksikliğinin depresyon ile bağlantılı olduğu gösteriyor. D vitamini, erkeklerde testosteron sentezinde önemli rol oynamakla birlikte, serotonin sentezinde önemlidir.
- 5-HTP: Bitkisel anti-depresan olarak geçen 5-HTP, beyindeki serotonin miktarını arttıran kitsel bir takviyedir. Antidepresan ilaçlarla birlikte kullanılmalalıdır.
- Metilasyon: Metilasyon problemi olanlarda depresif semptomlar daha fazla görülmektedir. Bu, B12, B6 ve Folatın sentezindeki problemlerden kaynaklanmaktadır. Bu insanlarda kronik B12 eksikliği görülmekte ilaçlarla yükseltilememekteir. Bu durumlarda Metilfolat formunda folik asit, Metilkobalamin formunda B12 kullanmak ve arttırmak depresyon riskini azaltır.
- Magnezyum: Vücuttaki D vitamini kullanımı arttırır. Araştırmalarda Magnezyum eksikliğinin depresyon, uyku sorunları ve hormonal problemlerle ilişkili olduğu göstermektedir.
Son Söz
Depresyon sadece tek bir hormon ile veya ilaç ile tedavisi edilmeyecek kadar karmaşık bir olgudur. Biyolojik, Fizyolojik ve Ruhsal bir çok durum bu konuda etkilidir.
Genel olarak, Uyku kalitesini arttırıp antrenman yapmak, Meditasyon, Şükretmek, Wim Hof Nefes, Magnezyum Seviyelerini arttırmak ve Bağırsak Florasını (faydalı bakterileri) arttırmak depresyon üzerinde faydalı olmakla birlikte, daha büyük depresyonlarda uzman yardımı alınması şart olabilir.
Belirli durumlarda belirli sürede reçeteli ilaçlar can kurtarıcı olabilir.